Düşünce tarihinin en önemli isimlerinden biri olan Spinoza’nın başyapıtı Etika’dır. Asırlardır okunan ve bugün de büyük bir ilgi gören bu eseri özel kılan şey, onun şimdi ve burada, yani her zaman tam vaktinde ve yerinde yaşamı olumlaması, bize kudretimizi hatırlatması, neşeyi ve şefkati erdemlerimize katarken her alanda etiği beslemesidir.
Spinoza’nın düşünceyi deneyimle buluşturan bu eseri, doğa ile tanrının özdeşliği fikri temelinde yükseliyor; bir “zihin ve beden birlikteliği” olan insanın var olma çabasını ve direncini duygular/duygulanışlar düzleminde ele alıyor; bilme hallerimizi, iradenin özerklik imkânını, imgelemin gücünü, sezgiyle kazanılan içkinliği, dostluğu ve hürlüğü soruşturuyor.
Bütün bu fikirler ve daha fazlasıyla Spinoza Etika’da çok sade bir kavrayış sistemi oluşturuyor. Aynı sadelikle yaşamı ya da hakikati çok yakınımıza, hissedebileceğimiz, dokunabileceğimiz bir düzleme taşıyor. O yüzden Etika sadece felsefecilere ya da sosyal bilimcilere değil, psikolojiden tıbba, ilahiyattan edebiyata, sinemadan biyolojiye, sanattan dilbilime neredeyse her disiplinden insanlara hitap ediyor, şaşırtıyor, fikir veriyor, iyi geliyor.
İşte bu 11 haftalık çalışma, Spinoza’nın zihinleri tazeleyen, bedenleri hareketlendiren iyileştirici gücünü kavrayabilmeyi, etik düşüncenin özgünlüğünü hissedebilmeyi ve kendi yaşamımızda kullanışlı hale getirebilmeyi hedefliyor. Bunun için öncelikle Spinoza’nın yaşamına bakacağız; onun imgesi etrafında oluşan farklı anlatıları karşılaştıracağız, değerlendireceğiz ve Spinoza’nın filozofça erdemleriyle tanışacağız. Bu tanışma süreci, hem etik felsefenin pratik yaşamdaki karşılığını görmek hem de Etika’nın özüne nüfuz etmek açısından önemli bir hazırlık olacak. Daha sonra kitabımızı dikkatli bir şekilde, telaşsız, ince ince okumaya başlayacağız. Yüzünü tarafsızca yaşama çeviren ve “karşılaşmalar” bilimi sunan etik çerçevenin temellerine ineceğiz; çeşitlenerek zenginleşen düşünce saçaklarına yoğunlaşacağız; güncel sorunları anlamanın, kendi sorularımızı sormanın ve bunlara cevaplar aramanın egzersizini yapacağız; gündelik küçük ya da büyük her meselenin birbiriyle ilişkisini kuracağız.
Spinoza felsefesinin ve yapacağımız bu çalışmanın kapsamını buraya sığdırmak mümkün değil. Ama şunu biliyorum: Etik düşünceye ilişkin bütün kavramların, konuların, imgelerin ve tartışmaların toplandığı ve savunduğu bir bakış açısı var: Sevebiliriz, dostça ve sevinçle yaşayabiliriz. Yaşamın anlamı bizdedir; iktidar olmadan, dayanışma içinde kendi tekilliğimizi kazanabiliriz. Spinoza’ya göre tanrıyı tanımak da böyle bir şey, doğayı anlamak da. Haliyle bizim de niyetimiz bu yönde; “nasıl sevebileceğiz” ve “nasıl bir arada yaşayabileceğiz” sorusu etrafında düşünmek, cevaplar üretmek, denemeler yapmak.
Kimler katılabilir?
Bu çalışmaya katılmak için bir ön okuma yapmanız, felsefe disiplininden olmanız ya da felsefi konularda belli bir seviyede olmanız şart değil. Herhangi bir alandan, herhangi bir düzeyde herkes bu çalışmaya katılabilir. Çünkü ihtiyacımız olan her şey bizde var: İlgi, yaşam deneyimi ve kavrayış gücü..
Kullanacağımız kaynaklar?
Bu çalışmamız için Etika dışında bir kitaba pek ihtiyacımız yok; zira metne odaklanacağız.. Ama elbette daha fazla kaynakla bu çalışmayı beslemek isteyenler için seçilmiş bir kaynakça sunacağım.. O haftanın konularıyla uygun düşen, doğrudan ya da dolaylı olarak bağlantılı edebi eserler, makaleler, filmler, belgeseller, podcastler, vs.. Benim önereceklerim dışında, katılımcıların paylaşımlarıyla WhatsApp grubumuzda da bir arşiv oluşacak, bunlar da sürecimizi destekleyecek..
Peki işleyiş?
Ben, metnin işaret ettiği konuları derinlemesine ve kapsamlı bir şekilde ele almayı önemsiyorum; bu yüzden sunumlarım / anlatılarım 3 saat kadar sürebiliyor. Dinleme, takip ve çalışma kolaylığı yaratması açısından, haftalık hazırladığım video kayıtlarını katılımcılara önceden göndereceğim.. Böylece sunumlarımı dinlemek için herkesin bir hafta süresi olacak.. O bir hafta içinde herkes kendisine uygun bir zamanda, kendi hızında, istediği biçim ve araçlarla video sunumu izleyebilecek.. İşte Perşembe akşamı zoom üzerinden yapacağımız buluşmalar o haftaki sunumum etrafında olacak.. Bu buluşmaların da 2 saat kadar sürmesini planlıyorum.. Böylece hem okuduğumuz metne dair, hem de benim anlatımlarım / sunumlarıma dair karşılıklı soru-cevap, tartışma ve sohbete de hatırı sayılır bir zaman ve enerji ayırabileceğiz.. Çünkü işimin bu tarafını gerçekten çok seviyorum; çalışmamızın aynı zamanda bir etkileşim / karşılaşma içermesini, birlikte düşünme ve derinleşme deneyiminin güvenli bir ortamda gerçekleşmesini hayli önemsiyorum.. Elbette isteyenler, yalnızca video sunumları dinleyerek de çalışmayı sürdürebilirler..
İşte böyle.. Her zamanki gibi heyecanlıyım, ilgilileri bekliyorum..
11 hafta boyunca Perşembe günleri saat 20.00’de zoom üzerinden buluşacağız..
Tanışmak ve bir başlangıç yapmak için ilk buluşma pek yakında..
Bu çalışmaya katılmak için oneylka@gmail.com adresine e-posta göndererek başvuru yapabilirsiniz. Çalışmaya ve sürecimize dair diğer bilgileri ve ödeme yönlendirmesini, başvuru postanıza cevaben tarafınıza ileteceğim.
Bu çalışmaya ilişkin daha önce yapmış olduğum paylaşımların bir kısmına da şuradan ulaşabilirsiniz.
Görüşmek dileğiyle..
Bu çalışmaya daha önce katılanların değerlendirmelerinden bazılarını aşağıda bulabilirsiniz. Katılımcıların rızasıyla paylaştığım bu ifadeler hem süreci çok güzel anlatıyor, hem de yaşanan deneyimlerin çeşitliliğine ve çalışmamızın etkilerine dair geniş bir veri sunuyor. Katılmayı düşünen ama daha fazlasını merak edenlere fikir vermesi dileğiyle..
Bu çalışmada en sevdiğiniz şey ne oldu?
M. E. : Her şey. Herkes. Bu karşılaşmanın kendisi. Spinoza’nın Etika’sını böyle bir bir aradalıkla böyle bir zamanda okumak ve onda derinleşmek. Onun haricinde, Akademi olacaksa böyle olmalı dedirtecek türden bağlantısallıklar, ilişkilenmeler, disiplinlerarası okumalar ve paylaşımlar yaşandı. Bilimselliğin, sanatın, gündelik hayatın, ilişkilerin, etkilenişlerin, yaşama çabalarımızın iç içe geçtiği, birbirine karışıp kimi yerlerde yoğunlaştığı ve derinleştiği çok güzel bir ders ve aynı zamanda sevgiyle, kucaklaşmayla ve kutlulukla dolup taşan bir “asamblaj” oldu.
G. S. : Duyumsamaya, sezgiselliğe, oluş haline yalnızca kavramsal olarak değinilmeyip bunun okuma-sohbet sürecine yayılması samimi hissettirdi. Ayrıca çalışmanın çocukluk meseleleri ile bağının kurulmasının çalışmayı gerçek ve güçlü kıldığını hissediyorum.
P. Ö. : Çok şey oldu! Sıralamaya çalışayım dilim döndüğünce. 1) Hocamızın başlangıçtaki, hatta sıfır noktasındaki niyetinin ne kadar güçlü olduğunu hissettim. Bu niyet, sevgi dolu ve yapıcı niyet tamamına erdi. Ki nadiren yaşanır böyle haller. Bunu bana duyumsatan da o niyet-sevgi paketinin içinde elbette. 2) Derslerin kurgusu; anlatımlar için bir hafta ayrılması, kolektif bir tefekkür ayinine ve temas alanına dönüşen buluşmalar, yardımcı kitaplar, kaynaklar, filmler, konuşmalar, esinler, muhabbetler… 3) Katılımcıların kendini olabildiğince ve tüm açıklıklarıyla açabileceği bir ortamın yaratılması… Ki bu da nadiren olur. 4) WhatsApp hattının böylesine saygılı-ölçülü-mesafeli ve bir o kadar yakın-duygulu ve anlık hislere de yer vererek kullanılması 5) Hocamızın söz verirken ve söz alarak milimetrik bir duyarlılıkla, daima adaletli ve alan açıcı bir tavır sergilerken bazı kamaşma anlarını sadece parantez içinde bırakmaması ve kendi öznelliğini de açmaktan sakınmaması. Ki bence daha da açabilir. Bu açıdan bir esnetme çalışması oldu sanki ortak alanda, belki de muhabbetin sürüklediği yerlerde açılması…
D . E. Ö. : Sizin tarzınız, konuyu ele alışınız terapi gibi geldi bana. Hem çok net hem de önemli yerlerin altını çizen, dikkatimizi çeken bir yerden ilgiyi sürekli canlı tutan bir yapıda. Kayıtları birden çok defa tekrar ve tekrar dinleme isteği doldu içimde. Çok keyif aldım. Tekrardan teşekkürlerimi iletiyorum. Büyük bir emek var. Ön hazırlığının oldukça yoğun geçtiğini hissettiğim içeriği dolu dolu bir programdı.
M. Y. T. : Sabırla kaydettiğiniz dersler, her hafta yapılan yoğun tartışmalar ve whatsapp’te yapılan paylaşımlar, ek okumalar,dinlemeler. Ayrıca Spinoza ile birçok kavramı birbirine bağladınız, konunun taaa nerelere gidebileceğini gösterdiniz. Zateb bu heyecan ve merak her şeyi çok daha güzel hale getirdi.
D. E. : Felsefi düzlemde hiç tanımadığım insanlarla iletişim kurabilmek, hissedebilmek, çeşitli paylaşımlarda bulunabilmek ve tanımadan “sevmek” en sevdiğim şeydi. Bu kadar iyi hazırlanılmış bir atölye tahmin edemezdim. Beklentimin üzerine çıkması Etika üzerinden kurulan bağlantısallık ve bunu görebilmek hatta görebilmeyi öğrenmek sevdiğim şeylerden. Bu kitabı tek başına okumak birçok şeyin eksik kalacağı anlamına geliyor bence. Tekrar tekrar birlikte okumak istenilebilir. Bunu yapamasakta Onur hocaya ve grup arkadaşlarıma her zaman ulaşabileceğim bir WP grubunun bulunuyor olması bile iyi hissettiriyor.
S. C. Ç. : Seçmek çok zor birçok şeyi çok sevdim. <3 Etika’ya dair yaptığınız ve bizimle paylaştığınız çalışmanın kendisinin çok anlaşılır olması ama aynı zamanda kattığınız yorumlar ve samimiyetinizle Etika’yı anlaşılabilir halden hissedilebilir hale getirmeniz. Hiyerarşiden uzak bu eşitlikçi kavrayış biçiminin kendisi. Konuşulamayacak hiçbir konunun olmadığını tekrar hatırlayarak sevgi dolu ve samimi bir ortamda düşüncelerimizi birlikte güvenle paylaşarak derinleşebileceğimiz bir ortamın olması. Videoların önceden gelmesi onları kendimize ve zihnimize uyan zaman diliminde dinlememiz de çok iyi bir çalışma biçimi olmuş. Böylece üzerinde düşünebileceğimiz bir zamanda kalıyor buluşmalardan önce. Minör siyaset kavramıyla tanışmak.
G. Ş. : Bu çalışma, felsefenin kapısını sokağa araladı. Günlük yaşamlarımızdaki en sıradan meselelerle varoluşa dair kadim felsefi soruların doğallıkla buluştuğunu her hafta deneyimlemek eşsiz bir tecrübeydi. Atölyenin başında “Etika hayatın ta kendisidir” diyerek başlamıştık. Yaklaşık üç aylık buluşmalarımız bunun bir teyiti oldu. Bu atölyeyi günlük yaşamın felsefesi olarak hatırlayacağım hep.
A. Z. : Sizin sunumunuz, yoğun ve zaman zaman anlayamadığım yerlerde benim imdadıma yetişti ve motive etti. Özellikle sıkça vurguladığınız yerler sayesinde bende kendiliğinden Spinoza terminolojisi gelişti ki bu çok hoşuma gitti ve böylece Spinoza hakkında, ahlakı yargıları tanıma ve etik politik olayları tutarlı kavrama daha da önemlisi ifade etme rahatlığını sevdim. Grubun samimi paylaşımlarını, uzun süredir tanışan arkadaşlar hissini sevdim. Haftalık sohbetlerimizi merakla, neşeyle bekledim. Birbirine yabancı insanların felsefi bir okumanın içinde dostça yakınlaşmasında ve kendilerini bütün doğallıklarıyla açmalarında öğretmenin esaslı bir rolü olduğunu düşünürüm. Bir öğretmenin olarak sınıf dinamiklerin büyük oranda öğretmenle kurulduğunu ve işlediğini kendim de deneyimledim. Eylül Öğretmenim siz 10 hafta bize fevkalade öğretmenlik yaptınız. Sizi de çok sevdim.
Bu çalışma size neler kattı?
M. E. : Çok şey. Ama en çok da yaşamı anlamanın, yaşamı (iyi) yaşayabilmenin çeşitli imkanlarını, kendi tekil yaşantılarımızı kurarken ve onun akışı içinde yaşayıp giderken dikkatin, farkındalığın ve bir aradalığın ne çok şey demek olduğunu, kendilik sevgisiyle her şeyi sevmenin bir ve aynı şey olduğunu, bütün bunları sezerken ve hissederken bunun yöntemlerinin çok da uzağımızda ve uygulaması zor olmadığını bana gösterdi. Spinoza’nın felsefesi gerçekten de pratik bir felsefe, bunu gösterdi. Aileyle, arkadaşla ilişki kurarken, hangi işi neden yapmalıyım sorusuna yanıt ararken, herhangi bir şeye dair ben bunu niye yapıyorum sorusunu sorarken, sokakta yürürken, biriyle ilk kez tanışırken, birisiyle yollarını ayırırken, çocukluğunu ve travmalarını düşünürken, geleceğine hayaller kurarken Spinoza, daha doğrusu Etika güzel bir yol arkadaşlığı ediyor, edecek diye hissediyorum. Spinoza Felsefesinin, Etika’nın nasıl yaşamalıyız sorusuna çok büyük ve gerçek yanıtlar verdiğini düşünüyorum. Ve bu yanıtlar tek değil. Bir sürü olasılık var. Güzel olan da bu. Bir şeyi yapmanın tek yolu yok. Her şeyi yapmanın çoklu ve farklı yolları var. Farklı olmak, başka yollardan dolanmak veya kestirmeden gitmeyi tercih etmek, bunların hepsi gerçek ve aynı derecede iyi, güzel vesaire. Başkası için değil kendinle karşılaşmanda ne istediğindir gerçekte ne istediğin. Yaptığın iş, kurduğun ilişki, okuduğun kitap, izlediğin film, içtiğin kahve ve yaşadığın hayat. İyi karşılaşmalar örgütlemek de aynı farkındalık ve dikkatle mümkün ve oldukça da politik. Kısa ve uzun vadede içinde yaşadığımız bu karanlığı dağıtacak şey bu iyi karşılaşmalar. Onları örgütleyecek hayatlar kurmak da oldukça politik bir eylem. Bu çalışmanın kendisi de sanata, bilime, felsefeye, gündelik yaşama içkin olduğu kadar politikti.
D. A. : Bu çalışma; yaşamla kurduğum ilişkide daha önceden sadece meditasyon veya sessizlik anlarında deneyimlediğim, duyumsadığım hissi gündelik hayatıma yaymama vesile oldu. Hakikatin bilgisini sizin berrak ve sakin anlatımınızla dinlemek, sistemin çarkı olma telaşımı haftada birkaç saat de olsa dindirdi. Hep bahsettiğiniz yaşamsal açıklık sanırım bana da uğradı bu paylaşımlarla 🙂 Ayrıca içinde yaşadığım ahlaki düzlemin beni nasıl çepeçevre kuşattığını da gördüm. En çok da kendiliğimle kurduğum acımasız ve kıymet bilmez ilişkide.. Artık biliyorum ki etik yaşamın ilk tohumunu, öncelikle kendi benliğimle olan iyi bir karşılaşmayla atacağım. Ve sonra bu iyi karşılaşmadan doğan kuvvet çevreme de dalga dalga yayılacak.. Kendi eyleyebilirliklerimle el ele, ötekiyle kol kola dayanışma içinde işimin gücümün yaşam olacağı bir hayat mümkün ! diyebildim bu çalışmada. Demem o ki bu kıymetli manevi eğitim müthiş farkındalıklar getirdi bana. Ne büyük bir şeye aracı oldunuz. Var olun Onur Hocam <3
D. E. : Sanıyorum hayatımın bir döneminde gerçekleşen bu buluşmalar, bundan sonrasında beni dönüştürmeye devam edecek. Dönüşümü ve değişimi kabul ederek, “kolay”ı seçerek, kendimi sevmeyi öğrenerek. Bana kattıkları çalışma bitmesine rağmen hala çalışmanın içinde hissetmek ve hala katmaya devam ediyor oluşu bence. İnsanlara olan umudumu yeşertti diyebilirim. Bu sihirli bir değnekle anından olmuyor ama oluşunu gözlemleyebiliyorsunuz. Hayatın herhangi bir anında sürekli karşınıza çıkan şeylerle yeniden Etika’ya dönebiliyorsunuz…
S. C. Ç. : Daha önce etrafında dolaştığım, üzerine düşündüğüm kavramların zihnimde daha yerine oturmalarını sağladı. Tüm çalışma boyunca zihnim hep aktifti ve her sabah yürüyüşümde, izlediğim ya da okuduğum birçok şeyde, bir kişiyle konuştuklarımda, günlük rutinimde, çocuğumla olan konuşmalarım sırasında zihnim hep çalışmamıza ve oradaki kavramlara ve çıkarımlara gitti. Çünkü oluşa dair olan bu kavrayış her şeyde. Onun için nereye baksam Spinoza diye düşündüm hep. Ve sadece şimdiyi değil aynı zamanda birçok yaşanmışlıkta da geri dönüşler yapmama neden oldu. Söylediklerimin ve yaşadıklarımın üstüne düşündüm. Yaşamımıza yerleşmiş olan birçok ezberin olduğunu ve bozulabileceklerini hatırladım. Ve bu ezberlerin ne kadar da fazla olduğunu bazen bunları fark etmenin zorluğunu ama dikkatin önemini hatırladım. İncinebilir olabilmenin gücünü ve kalıcılığın yaşamın devinimine olan tezatlığını fark ettim. Anlamak ve sevmenin derin ilişkisinin kıymetini hissettim. Dalga dalga nasıl yayılabileceğini, ve büyüyebileceğini…
G. Ş. : Atölyenin bendeki etkilerini tanımlamak için “katkı” pek hafif kalır gibi hissediyorum. Bu atölye beni dönüştürdü. Şifa oldu. Harekete geçirdi. Evrenin daha iyi, daha şefkatli, daha barışçıl bir zerresi olma yolculuğumda düşüncelerimi, duygularımı, bedenimi besledi. Bu çalışma benim için erdemli ve sevinçli bir yaşam arayışındaki yirmi küsür birbirine benzemez insanın bir sevgi ve paylaşım çemberi etrafında bir araya gelişiydi. Herkesin kaygı verici bir hızda ve yoğunlukta bireyselleştiği ve yalnızlaştığı bir dönemde bu atölye sevinçli ve erdemli bir araya gelişlerin mümkünlüğünü gösterdi. Spinoza’nın düşünceleri bana yeni bir yaşam dili, yeni bir görme ve eyleme biçimi sundu. Kendilik yolculuğuma yeni kelimeler, kavramlar, derinlikler sundu.
Bu çalışmayı birine tavsiye edecek olsanız, neler söylerdiniz?
M. E. : Bu çalışmayla herkesin bir noktada kesişmesini dilerim. Güzel karşılaşmalara imkan veriyor, sizi açıyor, genişletiyor, yaşama sevinciyle ve conatusla dolduruyor. Ve sonra da gönül rahatlığıyla kendi omzunuzdan şööyle bir öpücük aldırtıyor.
Ç. A. : Spinoza’ya katil ,yaşamı da kendini de daha çok seveceksin derdim:)
G. S. : Kendin için iyi bir şey yapmak istiyorsan Spinoza çalışmasına katıl, 100 yıl sonrası için iyi bir şey yapmak istiyorsan yine Spinoza çalışmasına katıl 🙂
B. G. : Mutlaka katılmalısın!
P. Ö. : Zaten tavsiye ediyorum. Ve şöyle diyorum: Sadece Spinoza ve Etika öğrenmek değil de felsefeyi ve her türden bilgiyi okuma-yorumlama-derinine yaklaşabilme cesareti göstermek için de katılmalısın. Sadece titizlikle çalışarak hazırlanmış bir bilgiyi aktarmakla kalmayor bu çalışma, aynı zamanda sevgiyle kurulmuş etik bir yaşantının, bir aradılığın mümkün olduğunu kendi modeli üzerinden gösteriyor, kanıtlıyor.
T. K. : Spinoza`nin Etika´sini okuyup anlamak ve bu eserle iyi bir karsilasma yasamak icin, icerigi ve bicimi ozenle hazirlanmis bu atolyeye gitmenizi muhakkak tavsiye ederim. Yeryuzundeki varolus kudretinize can katacak; hem zihninize hem de bedeninize iyi gelecek bir biraradalik calismasi.
D. A. : Yukarıda yazdığım şeyleri söylerdim. 🙂
D . E. Ö. : Yukarıda yazdıklarıma ek olarak grup içindeki etkileşimin ve sevgi ağının örüldüğü bir kucaklaşma ve karşılaşma alanı olduğunu ifade etmeye çalışırdım. Ancak yaşayarak anlaşılabilir. Bir de sizin içtenliğiniz, felsefeyi ve yaşamı sevgiyle kucaklamanızı eklerdim.
D. E. : Felsefe kitabı/dersi dinlemek değil felsefe yapmak ve felsefi kavramların içine girmek istiyorsanız kesinlikle kaçırmayın bu çalışmayı. Bu atölyeye kayıt olmadan önce beklentim yüksekti yazılanlardan ve yorumlardan okuduğum kadarıyla. Fakat beklentimin üzeri bir eğitimle karşılaştım. Uzun zamandır bu kadar iyi hazırlanılmış ve içselleştirilmiş bir atölyeye katılmamıştım. Onur hoca Spinoza’nın Etika’sını öyle içselleştirmiş görünüyor ki adeta yaşıyor ve bu hissiyat dersler sırasında size de geçerek kendinize yönelmenizi ve düşünmenizi sağlıyor. Bu da çalışmadan kat kat verim almanız demek oluyor. Bu çalışma için sadece Etika okuması veya Spinoza dersi diyemem. Yaptığı işe hakim, işlediği konuyu içselleştirmiş birisinin “kendi” okumasıyla ona eşlik etmek diyebilirim. Bu eşlik sizi dışarıda bırakmayıp aksine içine alan ve şuan dersler bitmiş olmasına rağmen hala devam edebilen bir durum. Hayatınızın bir döneminde umarım bu buluşmalarla karşılaşırsınız.
G. Ş. : Bildiğin her şeyi unut, terapistine veda et ve hayata şefkatli yeni bir başlangıç yapmak için Etika’ya sarıl.
A. Z. : Bedensel olarak yediklerimize dikkat ediyoruz ya Zen Ustası Thich Nhat Hanh dinlediğimiz konuştuğumuz gördüğümüz her şeye, sindirmek üzere olduğumuz her besine dikkatle bakmayı öğütler. “Kendimiz için sağlıklı, bakış açınızı geliştiren, sevinç, sevgi, kendilik bilinci, etik gibi hakikat değerleri ile hemhal olmaya bizi davet eden bu eğitimi kaçırmayın.” derim.
Bu çalışmaya daha önce katılanların yaptığı değerlendirmelerinin bütününe şu linkten ulaşabilirsiniz..
Etika – Spinoza / Mart – Mayıs 2023
Etika – Spinoza / Kasım 2022 – Ocak 2023
Etika – Spinoza / Mayıs – Temmuz 2021
Etika – Spinoza / Kasım 2020 – Ocak 2021