Geçtiğimiz yüzyılın önemli sanat akımlarından biri minimalizmdi ve hâlâ değerini koruyor. Resimden mimarlığa, müzikten sinemaya, şiirden edebiyata tanımlı sanatların neredeyse hepsinde öyle ya da böyle bir etkisini görüyoruz, çeşitli örneklerini buluyoruz. Fakat minimalizm aynı zamanda gündelik yaşamın içine de giriyor, pratik politik sahanın da önemli kavramlarından biri oluyor. Sanatta nesnel bir “sadelik” arayışıyla başlayan bu akım ve onun etrafında gelişen düşünceler bugün farklı yaşam tarzlarına ilham olabiliyor, sağlıklı ve anlamlı bir hayatın bedensel ve ruhsal kaynaklarını besleyebiliyor ve üstelik çevre dostu, etik ve eşitlikçi bir toplumun mümkün olduğuna dair inancı ve çabayı da destekleyebiliyor.
Peki ama nedir bu minimalizm, ne demektir? Bu denli kapsamlı ve dönüştürücü olma gücünü nereden alıyor? Yaşamda çok yönlü sadelik nasıl mümkün? Bu atölyeyi minimalizme ilişkin böylesi temel soruları yanıtlamak için hazırladım. Üç aşamalı bir programımız olacak. Öncelikle minimalizmin ne olduğu konusunda bir sadeliğe ihtiyacımız var. Bunun için konuyu en baştan özgün haliyle ele alacağız ve farklı sanat türlerinde minimalist örneklere bakacağız. Belli ortak özellikler, duygular ve niyetler saptayarak minimalizmin özüne ilişkin bir çerçeve çizeceğiz. Ayrıca bu çerçevenin zaman içinde nasıl genişlediğini, minimalizmin sanat dışında nasıl farklı anlamlar kazandığını, nasıl çeşitlendiğini de göreceğiz.
İkinci aşamada, minimalizmi en gündelik haliyle ele alacağız. Burada temel sorumuz şu olacak; minimalizmi pratik yaşamda bir çok açıdan değerli kılan “sadelik” halinin kaynakları nerededir? Bu noktada iki farklı tavır arasında, “sahip olmak” ile “oluş” arasında bir ayrım yapacağız ve “oluş” düşüncesine / deneyimine odaklanacağız. Peki ne anlıyoruz “oluş”tan? Bu hal, kendini nerelerde nasıl dışavuruyor? Gerçekten, bir güzellikle karşılaşınca ne yapıyoruz; inançtan, bilgiden ya da duygudan ne anlıyoruz, zamanı nasıl kavrıyoruz ve yaşıyoruz; öteki insanlar, canlılar ve nesneler bize ne ifade ediyor? Bu sorulara “oluş” kipinde vereceğimiz cevapların kendimizle, yaşamla ve ölümle ilişkimizi radikal bir şekilde değiştirme gücünü göreceğiz ve tam orada “minimalizm”i derinden hissedeceğiz ve karmaşık bir çok boyutunu belirgin hale getireceğiz.
Son olarak, edindiğimiz bu perspektifle minimalizme yeniden bakacağız ve onun etik politik yaşam için önemli bir damar olduğunu görmeye çalışacağız. Böylece düşünmeyi ve yeni bağlantılar kurmayı deneyeceğiz, sorularımız olabildiğince çeşitlenecek: Örneğin minimalizm nasıl bir eylemdir, onunla neler yapılabilir? Küçüklüğün, küçük olanın ya da azın nasıl bir değeri vardır? Yine de, mesele yalnızca niceliksel değilse? Miminalist düşünce, varlıkla ve yoklukla, birikimle ve üretimle olan ilişkimize nasıl bir yaklaşım getiriyor da biz orada bir nefes, bir canlılık ve anlamlı bir deneyim yakalıyoruz? Minimalizmi yalnızca bir “ağrı kesici” olarak kullanan trendlerden ya da “lüks tüketime” indirgeyen pazarlama tekniklerinden farklı bir yerde anlayıp, özgüçlenmenin ve yaşamı iyileştirmenin öncüllerine dahil edebiliriz miyiz? Böylece minimalizmde gerçekten çevreci, etik ve dayanışmacı bir potansiyel yakalayabilir miyiz? Peki, hepsine evet mümkün desek de, minimalist yaşama kudretini nerede bulacağız, nasıl kazanacağız?
Düşünmeyi sürdürebilir, bağlantıları çoğaltabiliriz.. Niyetim, meseleyi içkin bir düzlemde, bütünlüklü bir şekilde ele almak.. Minimalizmin duygusunu ancak böyle kavrayabilir, yaşama sanatına ancak böyle dahil edebiliriz..
Bu niyete ortak olmak isteyenlerle 4 haftalık bir sürecimiz olacak; Perşembe günleri saat 19.30’da Kabasanat Sahne’de (Black Fish Cafe, Kızılay) bir araya geleceğiz..
Kimler katılabilir?
Konuya ilgi duyan herkes bu çalışmaya katılabilir.
Kaynaklar?
Bu süreci çeşitli kaynaklarla beslemek isteyenler için doğrudan, yan ve yardımcı metinler sunacağım.. Kitaplar ve makaleler dışında, o haftanın konularıyla uygun düşen, bir şekilde bağlantılı gördüğüm film ve belgeseller de önereceğim..
İşleyiş?
İşleyişimiz şu şekilde olacak: Ben konuları derinlemesine ve kapsamlı bir şekilde ele almayı önemsiyorum; bu yüzden sunumlarım / anlatılarım biraz uzunca olabiliyor.. Dinleme, takip ve çalışma kolaylığı yaratması açısından, haftalık hazırladığım ders kayıtlarını (video şeklinde) katılımcılara önceden göndereceğim.. Böylece dersi dinlemek için herkesin bir hafta süresi olacak.. O bir hafta içinde herkes kendisine uygun bir zamanda, kendi hızında, istediği biçim ve araçlarla dersi dinleyebilecek.. İşte Perşembe akşamı yapacağımız buluşmalar o haftaki ders etrafında olacak.. Bu buluşmaların da 2 saat kadar sürmesini planlıyorum.. Böylece meseleye dair karşılıklı soru-cevap, tartışma ve sohbete de hatırı sayılır bir zaman ve enerji ayırabileceğiz.. Çünkü işimin bu tarafını gerçekten çok seviyorum; dersin aynı zamanda bir atölyeye dönmesini hayli önemsiyorum.. Elbette isteyenler, yalnızca kayıtları dinleyerek de süreci takip edebilirler..
İşte böyle.. İlgilileri beklerim.. Tanışmak ve bir başlangıç yapmak için ilk buluşma 6 Ekim Perşembe, saat 19.30’da..
Görüşmek, tanışmak, birlikte düşünmek dileğiyle..
Bu çalışma tamamlandı.. Yeniden yapacağım vakit haberdar olmak isterseniz, şuraya isminizi ve e-posta adresinizi bırakabilirsiniz..
***
Bu atölyeyi daha önce alan bazı katılımcıların değerlendirmelerini aşağıda bulabilirsiniz..
Minimalizm / Temmuz – Ağustos 2022
Sizce dersin eksik yönleri nelerdir? Bunlar nasıl geliştirilebilir?
N. M. : Yok.
İ. S. : Şunu düşündüm bir tek bir ara… Acaba sohbet adına daha farklı bir pratik yaratılabilir mi? Söz alınmadan daha akışkan bir sohbet olabilir mi? Ve hmm hmm’ların, gülüşlerin duyulması eksik mi kalıyor? Bu konuda bir pratiğim olduğu için yazmıyorum. Sadece fikir. 1.si denenebilir belki ama 2.si online da sadece görüntü. Gerçi bu haliyle de sessizliklerimiz bol oluyor ve sesizce bir arada durmanın tadı da bir başka güzel.
U. S. : Dersin seyrinin iyi gittiğini düşünüyorum. Bir araya gelen insanların farklılığına rağmen, ortaya çıkan söyleşme, tartışma hallerinin orada bulunan herkesin hayatına çok şey kattığını farkettim. akedemi dışında bir dersin, bir buluşmanın beklenen karşılığı da böyle olmalı zaten. Bu bir görü, sabır, anlayış hali. Bunun İçin çok teşekkür ediyorum.
K. B. : —
M. E. T. : —
Ç. A. : Beni sadece hafta içi akşam olması zorladı. Cuma, C.tesi, Pazar daha az yorgun oluyorum sanırım 🙂
E. Z. : Dersle ilgili herhangi bir eksiklik olduğunu düşünmüyorum. Konunun çerçevesi net bir şekilde belirlenmişti. “Sıfır noktası”ndan etik yaşama güzel bir geçiş yapıldığını düşünüyorum.
Bu derste hiç sevmediğiniz şey ne oldu?
N. M. : Yok.
İ. S. : Hiç sevmediğim değil de… sohbetler için benim ritmime daha uygun olacak olan saatler daha erken saatler. Alışık olmadığım için bazı derslerden sonra uykuya geçişte zorlandım. Çalışan kişiler için mümkün olmayabilir biliyorum. Yine olsa yine yaparım o ayrı 😉
U. S. : Öyle hiç sevmediğim bir şey olmadı. Herkesin heyecanı güzeldi.
K. B. : Minimalizm’in kendisi derin ve sanattan edebiyata felsefeden ahlaka kadar geniş bir kavrayış, düşünüş alanı olan bir kavram. Atölye bunların hepsine biraz değinmeye çalışıyor gibi geldi. Aslında sanatta minimalizmin özet bir atölyesi bile 4 hafta sürebilir 🙂 veya boşluk ve boşlukla ilişkimizi konuşmak ona özel bir haftayı hakedebilir. Konuların fazla olması sanki derinleşmeyi azaltıyor gibi. Söylediğiniz gibi “Her şey her şeyde vardır” fazlasına gerek olmayabilir.
M. E. T. : Çabuk bitmesi beni üzdü. Ama önerdiğiniz kitap ve filmlerle deneyimimiz sürecek.
Ç. A. : —
E. Z. : Sevmediğim bir şey yok.
Bu derste en sevdiğiniz şey ne oldu?
N. M. : Tartışma, diğer kişilerin fikrlerini öğrenme, kendimi ifade edebilme, ilkin zorlansam da daha sonra sonuçta benim de kendi sorularıma yanıt bulabildiğim bi mecra açtı.
İ. S. : Sevgili Onurun açtığı, tuttuğu eşitliğin hissedildiği, dingin, açık, kalpten paylaşım alanı ve konunun çok kapsamlı işlenişi. Ayrıca anlatımın hızı; kelimelerin farklı ifadelerinin hiç yorulmadan tekrar edilişi, bütünsellik. Niyetlerin, soruların belirginliği. Derli toplu aktarım. Özen. Dersin bir haftaya yayılan işleniş biçimi. Öğretmenimizin yaklaşımı, enerjisi, nezaketi, güler yüzü, samimiyeti… Ek paylaşımlar. WhatsApp grubunun açılması.
U. S. : Aslında tüm atölyeler birbiriyle ilintili. Okuma seyrini çeşitleyen bir hal ortaya çıkıyor. Düşlerimde uyanık düşlerimde yeni resimler var. Arzumu ve kudretimi yenileten bir seyir bu.
K. B. : Topluluk. Konunun herkesteki yansımalarını duymak ve bu farklı yansımalar üzerinden yürüyen bir sohbet vasıtasıyla pek çok kavramı hissetmek, anlamak veya merak etmek, sorgulamak.
M. E. T. : Resim sanatında minimalizm örnekleri, görseller çok hoşuma gitti. Aslında dersi tümüyle çok sevdim. Katılımcılar da, verdikleri örnekler de dahil harika bir deneyim oldu.
Ç. A. : Teori kısmının Youtube aracılığıyla istenilen zaman ve mekanda dinlenebilir olması en sevdiğim şey oldu. Sohbet/pratik için daha fazla zamanımız oldu.
E. Z. : Sunumların kayıtlı olarak önceden paylaşılması. Dersleri kendim için daha elverişli zamanlarda dinleyebilme fırsatı, canlı yayında katıldığım buluşmaların daha verimli geçmesine vesile oldu.
Bu ders size neler kattı?
N. M. : Katılan kişilerin içtenliği ve sürenin doyuruculuğu bana çok şey kattı.
İ. S. : Vauvv! Çok şey 🙂 … Değişim… Bazı sorularım cevap buldu, bazı yeni sorular -kimbilir- oluştu. Biraz sindirmek ve bakmak gerekiyor tabii. Hemen hayatımda pratik bulan değişimler oldu. Biraz somut yazayım. Dedemi uğurlayışıma destek güç oldu bu eşzamanlılık. Sade, odaklı, şefkatli ve etkin bir eşlikçiydim. Hastanedeki çok farklı tutumlarımda kendimi destekleniyor hissettim. Yani, bazı zamanlarda duhûl eden; yalnızlığın-farklılığın getirdiği acabaları uğurlamışım. Genel olarak güçlenmek diyelim öyleyse. Sonra umut istem ile yer değiştirdi. Arzular kudret oldu. Sevmenin ve sevilmenin yeni yolları göz kırptı. Dert yinelendi. Derman da tekrar belirginleşti. Pekiştim. Doğrulandım. İnce ayarlar oldu gibi. Birlikte olmanın keyfini tattım. Bir uzaktan eğitim programına mı başvursam derken, bütün bu kaynaklar, paylaşımlar ışığında kendi müfredatımı oluşturmaya karar veriverdim. Kıymetli bir öğretmen ve kıymetli başka öğretmenler ile tanıştım. Kumsaldaki taşı eve getirmek yerine onunla sohbet ettim. Önümüzdeki günlerde evimize bu yeni hal ile tekrar bakacağım. Cesaretim arttı. İçsel gücümü, deneyimimi dışta daha görünür kılmaya dair bir heyecan hissettim. Yepisyeni kelimelerim oldu. Sayfa sayfa notlarım oldu. Herşeyin birbirine bağlanmasına duyduğum aşk canlandı. Onurca ifadeleri çok sevdim. Bu liste daha uzar ama bunun için zamana ihtiyacım var.
U. S. : Minimalizm üzerine düşünmek, atölyemde olma hevesimi arttırdı. Bu kış bir seri iş çıkacak gibi.Yeni okunalar eklendi. Teşekkür ediyorum.
K. B. : Minimalizmin kendi iç yolculuğum ile olan ilişkisini pek çok perspektiften, oluş halinden düşünme imkanı buldum. Haftalar içinde pek çok kapı açıldı, sorular ve meraklar çıktı karşıma. Yol sadelikle zenginleşti.
M. E. T. : Bu ders ve Onur Hocamızın konuya bakış açısı yeni sayfalar ve ufuklar açtı. Okumamız ve düşünmemiz gereken konular arttı. Çok sevinçli bir karşılaşma oldu benim için.
Ç. A. : Yavaşlık dikkat doğurur, vice versa
E. Z. : Bakış açımı kesinlikle çok değiştirdi, diyebilirim. Sanattan ontolojiye ve sonrasında etik yaşama dair bir çok kavramın başka başka yansımaları oldu bende. Özellikle “oluş” ve “sahip olmak” kiplerinde yaşamanın kendi hayatımızdaki karşılıklarını bulmak ve soruşturmak çok keyifliydi.
Bu dersi birine tavsiye edecek olsanız, neler söylerdiniz?
N. M. : Keyif alacaklarını ve pek çok şey paylaşabileceklerini…
İ. S. : Sevgili Onur’un çok kapsamlı ama/ve bir o kadar da sade minimalizm anlatımını çok sevdim. Sizi de bu açık, dingin, samimi alana ve özenli bilgiler, düşünceler, kaynaklar derlemesine tüm kalbimle davet ediyorum! Minimalizm ancak bu kadar maksimize edilebilir. 😉 ve buna tam da şimcik ihtiyacınız olabilir!
U. S. : Sanırım söyleyeceğim karşımdaki kişinin ihtiyac duyduğu şeye göre değişir. Bakış açına mutlaka bir şeyler katacaktır, genişletecektir, ya da değiştirecektir diyebilirim.
K. B. : Sadece beyaz, az eşyayla döşenmiş odaların veya sade, pastel giysilerin simgelediği bir şıklığın peşinde değilsen, Minimalizmin oluşumuzla, akışla, hayatla ve toplumla olan iliskisini merak ediyorsan bu atölye harika bir seçenek!
Ç. A. : Bana iyi geldi; sana da gelebilir 🙂
E. Z. : Günümüzde pek popüler bir yaklaşım olan “minimalizm”in aslında ne ifade ettiğini, neyi dert ettiğini merak eden herkese tavsiye ederim. Ben de bu merakla bu çalışmaya katıldım. Fakat beklediğimden çok daha fazla ve derin sorgulamalarla karşılaştım. “Less is more!” ifadesinin, sadece nesneler üzerinden bir ifade olmadığını anlamak, “sadelik” kavramının sanattan felsefeye bir sistem eleştirisi olarak ne ifade ettiğini öğrenmek, kendi tercihlerimi tekrar ve tekrar sorgulamama neden oldu. Bu anlamda bu çalışmanın güzel “sürprizler” içerdiğini söyleyebilirim.
Söylemek istediğiniz başka bir şey?
N. M. : Herşey için teşekkürler.
İ. S. : Teşekkürler ve tebrikler!
U. S. : Bu çalışmada olduğum İçin kendimi şanslı görüyorum. Sevgiler..
K. B. : Size ve tüm katılanlara çok teşekkür ederim. Haberdar olmak ve bağlantıda kalmak isterim.
Ç. A. : İyi ki varsınız 🙂
E. Z. : Her şey için çok teşekkür ediyorum, yeni çalışmalarda buluşmak dileğiyle…